Süper Lig’de zirve yarışında rakiplerinin gerisinde kalan Beşiktaş, UEFA Avrupa Konferans Ligi’nde de umduğunu bulamadı. Siyah-beyazlılar, İsviçre temsilcisi Lugano ile oynadığı maçta kendi evinde son 10 dakikaya 2-0 üstün girdi ancak müsabaka sonunda 3 puan konuk takımın oldu.
Beşiktaş’ın Lugano karşısındaki ağır mağlubiyetini spor yazarları değerlendirdi. Usta kalemler, siyah-beyazlılarda saha içi ve saha dışındaki gerilimleri kaleme aldı.
İşte Beşiktaş – Lugano maçı sonrası yapılan değerlendirmeler…
OLACAK İŞ Mİ BU / BİLAL MEŞE
Ya olacak iş değil, Beşiktaş Avrupa’da yoluna devam ediyor,evinde Lugano’yu ağırlıyor, tribünler yönetimi protesto ediyor, hadi buyrun buradan yakın! Yahuu Kartal zaten ligde sıkıntı yaşıyor, çıkış arıyor, sizler yönetime tepki gösteriyorsunuz! Maç biter, ne istersiniz bağırın – çağırın , hiç olmazsa karşılaşma oynanırken, bu huyunuzdan arınsanız artık! Süper Lig’de Kartal’ın ayağa kalkması için size müthiş ihtiyacı var, bilesiniz!
Süper Lig’de inişli – çıkışlı bir grafik çizen Beşiktaş’ta müthiş bir özgüven kaybı var, bunu gözlemliyoruz, sürekli baskı altındalar. Nitekim Lugano maçının ilk yarısında kendini gösterdi. Arzulu ve istekli başlamasına karşın Kartal, Aboubakar’ın golü dışında ciddi bir pozisyon üretemedi. Demem o ki, Kartal ligde nasıl gidiyorsa, Avrupa Konferans Ligi’nde pek farklı değil. İlk yarıda Lugano’ya öyle aman – aman bir pozisyon vermedi Kartal, sadece 37’de Ghezzal’ın yay üzerinde isabetli bir şutu vardı,o kadar!
Gelelim Aboubakar’ın golüne… Valla kim ne derse desin, siyahi oyuncu isterse sahada dolaşsın, hiç bir şey yapmasın, markajda kalsın farketmiyor, adamın varlığı yetiyor. Geleni atıyor, gelmediği zaman da kendisi yaratıyor. Alın 52’de attığı gol, bir Aboubakar klasiğidir. Ne var ki, siyahi oyuncunun iki golü Kartal’ı üç puana taşımaya yetmedi.
Güneş’in Cenk’in Rashica’yı sahaya sürmesinden sonra, Kartal vites yükseltti, baskısını artırdı, fırsatlar kovalarken, Rosier’i kaybetti! Olmadı Rosier olmadı! Oynama hırsını anlayabiliyorum, ancak sarı kartlısın,ikili mücadelelerde daha dikkatli olman gerekirken ikinci sarıdan kızardın, takımını eksik bıraktın!
Roseir’in kızarmasından sonra, Kartal savunmasına kapanırken, Lugano tüm hatlarıyla yüklendi, nitekim sonradan oyuna giren Aliseda 81’de farkı bire indirdi. Bu oyunda eksik kalmak, rakip için büyük avantajdır, nitekim 86’da Viadi devreye girdi, skoru eşitledi. Üç dakika geçti, Lugano, öne geçti, onlar atmadı, Bailly ters vuruşuyla topu kendi kalesine gönderirken, Kartal bu kulvarda ilk yenilgisini aldı, yazık oldu üç puana!
KARTAL’IN KAPKARA SAYFASI / ATTİLA GÖKÇE
Tarih, geçmişin muhasebe defteridir. Maziyi değiştiremezsiniz. Karalama defteri de değildir tarih. Sevmediğiniz sayfaları çöpe atamazsınız.
Beşiktaş, onurlu tarihinde yepyeni, kapkara bir sayfaya imza attı.
Yönetim, teknik heyet, futbolcu grubu, olmayacak yanlışları topladı, taraftarı da yanına aldı. Futbol sınavını Müşterek Mahcubiyet’le bitirdi.
Sahadan başlayalım… Bu sezon kötü maçlara adeta alıştı Beşiktaş.. Trabzonspor yenilgisi, ardından Adana Demirspor erteleme maçı… Onun da ardından Brugge maçında zorlukla, güçlükle alınan 1 puan.
Sonrası Konya’da göz boyayan bir galibiyet. Ondan sonrası? Rezalet!
Dün gece iliklerimize kadar kızardık, utandık. Alay mevzusu olduk, yandık.
Takım kötü oynuyordu. Ne Ghezzal, ne Cenk… Ne de Oxlade Chamberlain…
Savunmanın ve Salih’le Amir’in güç halle kestiği topları alan forvetteki arkadaşları, üç metre bile sürmeden rakip baskısına teslim oluyor, topu kaybederek arkadaşlarının da geriye koşmasıyla zaman ve enerji tüketiyorlardı.
Yine de Aboubakar gibi tek taş pırlanta bir yüzüğü vardı Beşiktaş’ın “Siyah topaç” gibiydi. 38’de Ghezzal’ın akıllı ortasına kafayı çakıverdi. İşte asist, işte gol yani!
Sonra ikinci yarı… Dakika 52.. Bu defa asist de kendisi, gol de. Aboubakar, gitti atağa hazırlanan rakibinden söktü aldı topu. Kendi pasını kendi verdi. Biraz sürdü. Sonra açıyı gördü, Lugano’nun başına soluyla çorabını ördü.
Keşke böyle bitseydi. Salih’le Onana (Dk.71), Chamberlain-Muleka (66), Ghezzal-Onur (67) değişiklikleri yapıldı. Ama asıl büyüyü bozan Rosier’di. 43’te gördüğü sarı karttan sonra ikincisi 61’de geldi ve kırmızıyı gördü efendi…
Aaa.. Yorgunluktanmış Şenol Hoca’nın Aboubakar’ı dışarı almasındaki zorunluluk (Dk.78). Lugano takımı durur mu? Onlar da akışı değiştirdiler. Oyunun debisini artırdılar. 81’de Aliseda, 86’da Vladi, 90’da Bailly kafayla (KK) skor yaptılar, iyi mi?
Facia gecesi böyle yaşandı. Ama durun, daha bitmedi.
Kara gecenin ilk vukuatı TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’ye küfür edilerek sergilenen büyük ayıptı. Taraftar da Beşiktaş duruşunu terk etti, maalesef incirleri mahvetti.
Öncesi de vardı zaten. Başkan ve yöneticilerin huzursuz demeçlerle gerginliğin taşlarını döşemesi. Şenol Hoca’nın atarlanması… Transferler tamam da, kimin işi onları oynatması?
Beşiktaş camiası aklını oynatmadan bu skandalın hesabını görmeli. Artık herkes helalleşmeli!