MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Siyaset ve Liderlik Okulu’nun eğitim faaliyetlerini tamamlaması dolayısıyla MHP Genel Merkezi Gün Sazak Konferans Salonu’nda düzenlenen 17. Dönem Sertifika Töreni’ne katıldı.
Bahçeli, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Basiret ile bekanın sınır hatları pek çok yerde birbiriyle çakışmaktadır. Basiretsiz siyasetçinin, basiretten mahrum bir siyasetin bozgunda fetih rüyası görmesi, zillette gelecek hayali kurması çarpıklık olduğu kadar akıl tutulması ve ahlaki tükeniştir. İradesini yabancıların emanetine bırakmış, istikbalini Türkiye düşmanlarının eline ve emeline teslim etmiş siyasi devşirmelerin kafa ve vicdan hürriyetleri de maalesef askıya alınmıştır. İkinci Abdülhamid döneminde, Maarif ve Ticaret Nazırlığı görevlerini de deruhte eden Münif Paşa’nın dediği gibi insanda hürriyet olmazsa şahsiyet de temeyyüz etmeyecektir. Türkiye’nin siyaset ve demokrasi hayatının en ciddi sorunlarından birisi muhalefetin şahsiyet ve basiret yoksunluğudur, mahut sorun günden güne yoğunluk kazanmaktadır. Şahsiyet yoksa şuur da yoktur. Şuursuz bir siyaset çamurluktur, çirkinliktir ve çürümüşlüktür, kendi kendini yiyip bitiren organizma neyse tek kelimeyle odur ve aynısıdır.
“Siyaset suç ve suçlunun sığınma kampı sayılamaz”
Siyaset, suç ve suçlunun sığınma kampı, barınma alanı, saklanma ve palazlanma sahası sayılamaz. Bu nedenle teröriste destek veren, terörün izinden giden, askerimize, polisimize, masum insanlarımıza saldıran ve kurşun atanlarla can ciğer kuzu sarması olan eniği cücüğü kim varsa siyasetin değil bizatihi adaletin ve hukukun konusudur. Teröriste terörist diyemeyenler, bölücü terör örgütüyle arasına duvar öremeyenler siyasetçi olmadığı gibi bu vatanın, bu milletin gerçek evlatları da olamazlar. Terörist Demirtaş’a sahip çıkmanın insani bir görev olduğunu açıklayan CHP Genel Başkanı, Allah için bize söylesin, bu açıklamayı yapmak insanlık mıdır? İhanete methiyeler düzmek şerefli bir tavır mıdır? Bir teröriste adaletsizlik yapıldığını söylemesi insanlık değerleriyle, hukuk ilkeleriyle nasıl tevil, nasıl tarif edilecektir?
Bizim gücümüz milli birliğimizin sağlamlığı kadardır. Dağılırsak, atalete düşersek, zaafa uğrarsak, birbirimizle uğraşırsak, birbirimizin kuyusunu kazarsak, birbirimizin yurdu olmak yerine uçurumu olursak ayakta kalamayız, tarihsel varlığımızı koruyamayız. Görüyorsunuz etrafımız fitne kuşatması altındadır. Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in, Bodrum açıklarındaki adalara gelme kararı aleni bir tahriktir, nitekim her ihtimali gündeme taşıyan bir provokasyondur. Bu şahsın Türkiye’yi, AB’ye ve ABD’ye şikayeti, NATO’ya da şikayet etme hazırlığı karşımızdaki husumet cephesinin gün geçtikçe genişlediğine işarettir. Müttefik zannettiğimiz ülkelerin kahir ekseriyeti bölücü terör örgütüyle iç içedir, sarmaş dolaştır. Türkiye’nin var oluş mücadelesi bir yandan terör örgütüyle, diğer yandan emperyalizme piyonluk yapan Yunanistan vasıtasıyla engellenmek istenmektedir. Bu vatan, bundan bin yıl önce gerçek sahibini bulmuştur. Aradan geçen on asır, bu coğrafyadan tarihe damgasını vurmuş büyük bir milletin gücüne güç katmıştır. Bu milletin adı Türk milletidir.” (ANKA)